Diyet hataları

bayanlar icin diyet, etkili diyetler , diyet programları , mucize diyetler , diyet zayıflama, trendy diyetler

Moderatör: murat tahan

meric temur
VIP
VIP
Mesajlar: 760
Kayıt: Ekim 14th 2006, 23:18
Konum: İzmir

Diyet hataları

Mesajgönderen meric temur » Aralık 14th 2006, 12:26

Şişmanlık; vücut ağırlığının istenilenden fazla olmasıdır.Vücut ağırlığını, gıdalarla alınan enerji ile harcanan enerjinin birbirine eşit olmasıyla dengede tutabiliriz. Eğer alınan enerji harcanan enerjiden fazla ise vücutta fazla miktarda yağ depolanır ve bu da şişmanlığa neden olur.

Şişmanlığa; çok yemek yeme, fiziksel aktivitenin az olması, psikolojik bozukluklar, metabolik ve hormonel bozukluklar sebep olabilir. Bunlar arasındaki en büyük etmen de çok fazla yemek yemektir. Zayıflamak için kişinin harcadığı enerjinin, aldığı enerjiden daha çok olmasına dikkat etmeli ve fiziksel aktivitesini artırmalıdır.

Bireyin zayıflamaya karar verdikten sonra bazı kurallara dikkat etmesi gerekmektedir;

· İlk etapta birey, diyette başarılı olmak istiyorsa beyin olarak diyete hazır olup olmadığını düşünmesi gerekir. Eğer kişi buna hazır değilse diyeti tam olarak uygulayamayacak, kaçamaklar yapacak ve başarısızlığa uğrayacaktır. Başarısız oldukça da umutsuzluğa düşecektir.

· Bireyin hedeflerini, yani kaç kilo vereceğini ve bu kiloyu ne kadar sürede verebileceğinin belirlenmesi gerekir. Kişi hiçbir zaman kısa sürede kilo kaybetmeyi planlamamalı, bu şekilde uygulanan diyetlerle belki hedeflere ulaşabilir. Fakat daha sonra koruma safhasına geçildiğinde başarılı olunamaz. Hatta birey diyet yapmaya başladığı kilonun da üzerine çıkabilir.

· Standart diyet yoktur, her diyet kişiye özel olmalıdır. Bir diyet uzmanı tarafından, o kişinin beslenme alışkanlıklarına, yaşına,cinsiyetine, iş koşullarına, bazal metabolizma hızına ve sağlık problemlerine (yüksek kolesterol, tansiyon, diyabet ) uygun diyet programı belirlenmelidir. Herkesin aynı diyeti yapması söz konusu olamaz. Her bireyin kişisel özellikleri farklı olacağından diyete vereceği cevap da farklı olacaktır. Kimi sağlıklı bir şekilde kilo verirken diğer bir kişi hiç kilo veremediği gibi metabolizmasına uygun olmadığı için birçok, geri dönüşü zor sağlık problemleri ile karşılaşabilir.

· Diyette öğünler, azar azar ve sık tüketilecek şekilde düzenlenmeli, öğün atlanılmamalıdır. Genelde diyet yapan bireyler tüm gün boyunca aç kalıp, metabolizmalarını zayıflatırlar ve metabolizmanın en zor çalıştığı akşam saatlerinde çok daha fazla yemek tüketirler, buna paralel olarak hızlı bir şekilde kilo alırlar. Akşam yemekleri en geç 19.00-19.30 saatleri arasında yenilmelidir.

· Diyetler genelde 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde düzenlenir. Fakat ana öğünler kadar önemli olan ara öğünler her zaman ihmal edilir ve atlanılır. Kan şekeri, kişi öğününü tükettikten 2-2,5 saat sonra yavaş yavaş düşmeye başlar ve böylece açlık hissi doğar. Buradaki ara öğünlerin amacı da kan şekerinin düşmesini ve açlık duyulmasını engellemektir. Bu nedenle de ara öğünlere gereken önem verilmeli.

· Diyet içersinde, her besin grubunda bulunan besinler dengeli bir şekilde dağıtılmak koşulu ile bulunmalıdır. Tek tip besinlerle yapılan diyetlerin çoğu en başta kilo kaybetmeyi sağlamakta fakat başlangıçtaki hızlı kilo kaybından sonra eskisinden daha çok kilo alınmasına neden olmaktadır.

· Diyet sırasında en az 2 – 2,5 litre su içilmelidir. Herhangi bir sağlık problemi yok ise, bu miktarın üzerinde içilen su böbrekleri gereksiz yere çalıştıracaktır. Sular yemeklerden önce içilmeli yemek arası veya yemekten hemen sonra içilmemelidir.

· Diyet sırasında koşullar el verdiği sürece spor yapmalıyız. Ne yazık ki günümüz şartlarında spora pek vaktimiz kalmıyor. Bu nedenle günlük hayatta mümkün olduğunca hareketli olalım. Mesela yürüyen merdivenler ve asansörler yerine merdivenleri, çok yakın mesafelerde yürümeyi tercih edelim. Genelde beyaz ekmek tüketenler diyet sırasında kalorisi azalacağı düşüncesi ile ekmeği kızartırlar. Fakat bu şekilde sadece ekmekte su kaybı olurken, kalorisinde hiç bir değişiklik olmamaktadır. Aynı zamanda bu uygulamayla protein kaybı da söz konusudur.

· Yine aynı şekilde sabahları aç karnına içilen sıcak su veya limonlu su gibi içeceklerinde vücuttaki yağları erittiği düşülür. Bunların vücuttaki yağları eritmek gibi fonksiyonları yoktur ama aç karnına içilen bu içecekler bağırsakları harekete geçirir ve kabızlığı ortadan kaldırır.

· Meyve ve sebzelere diyette çok daha fazla önem verilmelidir. Bu besinler vitamin ve mineral açısından oldukça zenginlerdir. Aynı zamanda posa içeriği yüksektir. Posa içeriğinin yüksek oluşu kişide kabızlık problemi varsa onun tedavisine yardımcı olurken bir çok sağlık probleminin de tedavisine yardımcı olacaktır.

· Kepekli ekmek, meyve ve sebzeler gibi posa oranı yüksek bir besindir. Beyaz ekmek yerine tercih edilmesi birçok avantaj doğurur. Bağırsak hareketlerinin düzenlenmesinde, kan şekerinin ve kan yağlarının dengelenmesinde, midede şişerek tokluk hissinin artmasında etkilidir. Aynı zamanda kalori değeri daha düşüktür.

· Kalorisi düşük olduğu için içeriğinde tatlandırıcı bulunan ürünler diyet süresince fazlasıyla tercih edilir. Fakat bunlar zayıflama diyetlerine yönelik ürünler değillerdir. Bu ürünler (reçeller, çikolatalar, baklavalar... vb. ) diyabet (şeker) hastalığı olan insanlara yönelik geliştirilmiş ürünlerdir.

· Yapılan en büyük hatalardan biri de zayıflama dönemi bittikten sonraki dönemdir. Genelde kilonun korunması gereken bu dönemde, diyete başlamadan önceki, şişmanlamaya neden olan kötü beslenme alışkanlıklarına geri dönüş yapılır. Burada yapılması gereken, sağlıklı beslenme alışkanlığının bir yaşam tarzı haline getirilmesi ve diyet süresince belirlenen ilkelerin bu dönemde de benimsenmesidir. Bu beslenme alışkanlıklarını benimsenmesinin yanında bazı davranış değişiklikleri de yapmak gerekir.
Örneğin;

· Alışverişe giderken liste yapıp onun dışına çıkmamak, her zaman tok karnına alış veriş yapmak,

· Tabağı çok doldurmamak,

· Yemek yerken yiyecekleri çok çiğnemek ve gereksiz yere masa başında vakit geçirmemek,

· Fast-food türü besinlere, hamur işlerine ve tatlılara ağırlık verilmemek, gibi örnekleri geniş tutmak mümkündür.

Kullanıcı avatarı
Tuna
Yarışmacı
Yarışmacı
Mesajlar: 6411
Kayıt: Kasım 27th 2005, 14:44
Konum: Dünyanın Başkenti ISTANBUL
İletişim:

Mesajgönderen Tuna » Aralık 14th 2006, 12:36

Artık özellikle bayanlarda anlamsız bir "0" beden hastalığı ortaya çıktı. TV lerde inanılmaz hastaları gösteriyorlar. Biraz mantıklı düşünmek gerek

Kullanıcı avatarı
kumsuz
Yarışmacı
Yarışmacı
Mesajlar: 5148
Kayıt: Kasım 24th 2005, 08:19
Konum: istanbul
İletişim:

Mesajgönderen kumsuz » Aralık 14th 2006, 12:42

"0" beden nedir.sürekli duyuyorum

meric temur
VIP
VIP
Mesajlar: 760
Kayıt: Ekim 14th 2006, 23:18
Konum: İzmir

Mesajgönderen meric temur » Aralık 14th 2006, 12:44

valla tartışmalı bi konu kimisi 32 beden kimiside 34 bedene "0" beden diyor.

Kullanıcı avatarı
kumsuz
Yarışmacı
Yarışmacı
Mesajlar: 5148
Kayıt: Kasım 24th 2005, 08:19
Konum: istanbul
İletişim:

Mesajgönderen kumsuz » Aralık 14th 2006, 12:47

sadece bayanlar için mi gecer lii

meric temur
VIP
VIP
Mesajlar: 760
Kayıt: Ekim 14th 2006, 23:18
Konum: İzmir

Mesajgönderen meric temur » Aralık 14th 2006, 12:53

sanırım sadece bayanlar için geçerli

Kullanıcı avatarı
Tuna
Yarışmacı
Yarışmacı
Mesajlar: 6411
Kayıt: Kasım 27th 2005, 14:44
Konum: Dünyanın Başkenti ISTANBUL
İletişim:

Mesajgönderen Tuna » Aralık 14th 2006, 12:55

"0" beden yani "bir deri bir kemik benden" desek daha yerinde olur ; )

meric temur
VIP
VIP
Mesajlar: 760
Kayıt: Ekim 14th 2006, 23:18
Konum: İzmir

Mesajgönderen meric temur » Aralık 14th 2006, 12:57

Bildiğim kadarıyla artık çoğu moda tasarımcısı 0 beden mankenlerle çalışmıyor.

Kullanıcı avatarı
Tuna
Yarışmacı
Yarışmacı
Mesajlar: 6411
Kayıt: Kasım 27th 2005, 14:44
Konum: Dünyanın Başkenti ISTANBUL
İletişim:

Mesajgönderen Tuna » Aralık 14th 2006, 13:05

Ewet bu son manken ölümleri olaylarından sonra we çoğu kızın mankenlere özenerek girdikleri ölümcül diyetlerden sonra en iyisini yapıyorlar

HULK
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 7
Kayıt: Aralık 30th 2006, 22:20

Mesajgönderen HULK » Ocak 4th 2007, 02:05

öncelikle paylaşım için teşekkürler..

0 beden denilen olay beden kitle indeksinde en düşün sınırın da altında olan kişiler için kullanılan terimdir..yani bu kişiyi herhangi bir beden sınıfına sokmak mümkün değildir..bir diğer deyişle sağlıksız br biçimde zayıf ötesi.. bunun en son aşaması anoreksia ve ölümdür..ayrıca şişmalnlık vücut ağırlığının istenilenden fazla olması değil body fat rate denilen mekanizmanın istenilenden yüksek değerde olmasıdır.. eğer biz kilo olarak kas kütlesi alırsak bu bizim için bir sorun yaratmayacaktır.. Bu sorun ABD de savaşa çağrılan rugby oyuncuları içinde tartışılmıştı.. Bu oyuncular 100-150 kilo idiler ve boyları bu oranda değildi Bunların askere alınmaması gündemde idi.fakat daha sonra yağ-kas oranı hesaplama teknikleriyle bu kişilerin spor yatıklarından dolayı asıl kilolarının kas kütlelerininden geldiği,yağ oranlarının tolere sınırları içinde olduğu anlaşıldı.. askeri görevde yer aldılar..
Özetle, yağsız kas kütesi kazanımı ve sağlam bir cardio programıyla vücudunuz zaten michalengelo heykeli gibi olacaktır..

Hayatınızda her daim spor olması dileğimle..
bravebiologist
human nutrition&exercise science researcher


“Bayanlara Özel” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir